Nanoteknoloji ile deterjansız hijyen
Araştırmacılar, Türkiye’de bol miktarda rezervi bulunan zeolit madeni ile gümüşü nanoteknolojik yöntemlerle işleyip polimerlere katarak kompozit malzemeler elde etti. Projenin laboratuvar aşaması tamamlandığında hastane ve okul döşemelerinde su ve deterjan kullanmadan hijyen sağlanması öngörülüyor.Malzemenin, iplik halinde sentezlenmesi ile mikrop üretmeyen kumaşlar da üretilebilecek.
AA muhabirine konuya ilişkin bilgi veren ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Hasırcı, çalışmalarındaki ana malzemelerden biri olan gümüşün mikrop öldürücü olarak kullanılan en eski metallerden biri olduğunu belirterek, gümüşün zararlı mikroorganizmalar üzerindeki öldürücü etkisinin çok eski çağlardan beri bilindiğini kaydetti.
Eski Romalı ve Yunanlıların sularının taze kalmasını sağlamak için gümüş kaplar kullandığını, Avrupa’daki veba salgınında zengin ailelerin kendilerini salgından koruyacağını düşündükleri için gümüş tabaklarda yemek yediklerini anlatan Hasırcı, antibiyotiklerin keşfedilmesinden önce gümüşün günümüz teknolojilerinde özellikle tıp alanında kullanıldığını ve halen de kullanılmakta olduğunu söyledi.
Mikropların yok edilmesinde binlerce çeşit kimyasal maddenin etkili olduğuna işaret eden Hasırcı, bunlardan birçoğunun, bitki ve hayvansal özler, arsenik, kurşun, kalay, civa, gümüş gibi doğal maddeler olduğunu, ancak bu maddelerin çoğunun uygulamada insan ve çevreye karşı toksik olabileceğine dikkati çekti.
Toz halinde doğal volkanik yapılar olan zeolitlerin içlerinde silisyum ve alüminyum oksitlerin bulunduğunu anlatan Hasırcı, Türkiye’de bol miktarda zeolit rezervi yer aldığını söyledi. Hasırcı, "Zeolitlerin nano boyutlardaki özel gözenek yapılarına tutunmuş bazı iyonları gümüş ile değiştirmek mümkündür. Böylece toz halindeki zeolite mikrop öldürücü (antibakteriyel) özellik kazandırılır" dedi.
Çalışmalarında doku ve kan uyumlulukları mükemmel olan ve tıbbi alanda çok yaygın kullanılan poliüretanların antibakteriyel zeolitlerle birleştirildiğini söyleyen Hasırcı, "Çalışmamızın sonunda, ortaya antibakteriyel zeolit-poliüretan kompozitleri çıktı. Zeolitlerin poliüretan içinde kullanılması ile bir yandan polimerin yapısı güçlenmiş diğer yandan toz halindeki malzemeyi kullanmanın zorlukları da ortadan kalkmıştır" diye konuştu.
Çalışma sonucunda elde ettikleri film halindeki kompozitlerin antibakteriyel etkinliğinin ODTÜ-Sağlık Merkezi’nde yürütülen araştırmalarla da ispatlandığını vurgulayan Hasırcı, çalışmalarının kullanım alanları konusunda şu bilgileri verdi:
"Antibakteriyel zeolit-polimer kompozitlerinin uygulanabileceği alanlar oldukça fazla olabilir. Polimerler, film, köpük veya lif gibi çok farklı şekillerde hazırlanabilirler. Dolayısıyla bu tip malzemeler, toplumun kalabalıklar halinde gittiği yerlerde, örneğin hastane döşemelerinde, okullarda, kütüphanelerde bulunan bilgisayar klavyelerinde kullanılabilir. Su ve deterjan kullanmadan buralarda hijyen sağlanabilir." Çalışmalarının sonucunda elde ettikleri malzemelerin, elyaf haline getirilerek iplik olarak üretilmesi ile dokumalarda ve özellikle de çoraplarda kullanılabileceğini aktaran Hasırcı, "Bu tür bir uygulama ile mikrop tutmayan çoraplar, elbiseler yapılabilir. Dolayısıyla endüstride çok fazla kullanım alanı bulunabilir" dedi.
Dünyada antibakteriyel kompozit yapımı konusunda değişik çalışmalar bulunduğuna işaret eden Hasırcı, "Ancak, bizim bulduğumuz yöntem, dünyada ilk kez yapıldı ve uluslararası patent başvurusu yapmayı düşünüyoruz. Bu yolda çalışmalarımızı başlattık" dedi.
Kaynak: http://teknoloji.milliyet.com.tr/detay.asp?id=3209
Yorumlar
deli deli
ben eski mucitleri sormuştum
2007-10-07
Yorum Yaz